Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)
Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun

ABD'de Gerçekten Toparlanıyor Mu?

24 Eylül 2014 Umut Tuncer- Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı
Piyasalarda bir ekonomiye dair en önemli göstergeler, istihdam, enflasyon ve gayri safi yurt içi hasıla (GDP) verileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu veriler tabi ki ekonomi için önemli göstergelerdir. Fakat, ekonomiyi yorumlayabilmek ve özellikle daha uzun vadeli beklentiler oluşturabilmek için, yoğun veri akışı içerisinden bu 3 ana başlığa göre daha az öneme sahip görünen verilerin takibi de süreçte büyük rol oynamaktadır. Bu rakamlar, her ne kadar takvimde bir adım arkada yer alsa da, ekonominin iç dinamiklerini yansıtmakta ve ileriye yönelik yorum yapmada yardımcı olmaktadır. Bunları da 3 ana başlık altında açıklayabiliriz.

1.Harcamalar: Tüketicilerin ekonomide büyük bir etkisi bulunuyor. Özellikle ABD GDP’sinin üçte ikisinin bu alana bağlı olduğu düşünüldüğünde, rakamın önemi karşımıza çıkmaktadır. Harcamalar piramidin en alt basamağını temsil etmektedir. Harcama olmazsa, şirketler kar elde edemez, istihdam sağlayamaz ve ekonomi topallar. Bu konuda en iyi fikri ise, Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) endeksinde bulabiliriz. Bu endekste, küresel krizin etkileriyle birlikte PCE endeksinin baskı altında olduğunu ve hala kriz öncesi döneme dönülemediğini görüyoruz. Ekonomistlerin görmek istediği ise istikrarlı bir yükseliş hareketi. Ancak 2014’ün geride bıraktığımız kısmında bile, 3 ay endeksin düşüş yaşadığını gördük. Bu görünüm 2013 yılından bile kötü bir senaryoyu işaret ediyor. Aşağıdaki grafikte, küresel krizle birlikte başlayan süreçte, kişisel harcamaların seyrini görebilirsiniz.


 


“Endeksin küresel kriz dönemindeki dalgalanmadan sonra, hala sıfır seviyesinde yoğunlaşmakta olan seyri dikkat çekiyor”


2.Ev satışları ve yapı sektörü: Konutlardaki çöküş resesyonun merkezindeki konu olarak karşımıza çıkmıştı. Özellikle konut sahiplerinin, tüketici harcamalarını tetikleyen en önemli unsur olduğu istatistiklerce de destek bulmakta. Ev sahibi kişiler harcamaya olan eğilimleri nedeniyle, kişisel harcama rakamlarını ve dolaylı olarak istihdam imkanları açısından artışa katkı sağlıyor.

Bu süreçte, konut başlangıçları verisi dikkatle takip edilmelidir. Temmuz ayına ait veride ABD’de 956.000 yeni konut başlangıcı gördük, yani geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %10’luk bir artış söz konusu. Yine de mevcut seviye, olması gereken bölgenin yaklaşık %50 altında yer almayı sürdürüyor. Anketlere göre, normal seviyenin 1,5 milyon civarında veya üzerinde olması gerekiyor, bu da 2000 – 2003 arasında görülen ortalama rakamla örtüşüyor. Aşağıdaki tabloda, kriz öncesi dönem ile ulaşılan dönem arasındaki uçurum net şekilde görülebilmektedir.


“Konut başlangıçlarının, toparlanmasına rağmen 2000-2003 ortalamasının oldukça altında seyrettiği görülüyor.”


Krizin konut sektörüyle patlak verdiği düşünülünce, konut rakamlarının yoluna girmediği süreçte, krizin gerçekten atlatıldığını söylemek güç. Konut sektörü istihdam piyasasını canlandırmakta ve FED Başkanı Yellen’ın da belirttiği gibi, istihdamda da hala atıl kapasite mevcut. Konut sektöründe ise yolun sadece yarısına gelinmiş durumda.

3.İmalat: Amerika her ne kadar Silikon Vadisi ile ün kazanmış olsa da, ülke ekonomisi hala imalat sektörüne sıkı sıkıya bağlı durumda. Bu konuda en çok dikkat edilen ve dikkat edilmesi gereken gösterge Satın Alma Yöneticileri Endeksi olarak bilinen PMI. Birkaç faktörü dikkate alınarak ülke çapında uygulanan ankete dayalı göstergede, istihdam ve stok rakamlarını da dikkate alan kalemler yer alıyor.

Bu göstergede olumlu gelişme, PMI’ın Ağustos ayında %59’luk sonuçla son 12 ayın zirvesine yerleşmiş olması (ISM verilerine göre). Resesyon döneminde endeks ortalama %46’ları işaret ediyordu. 2014 yılı ortalamasına baktığımızda ise, oldukça olumlu bir performansla %54,9’luk ortalamaya ulaşıldığı görülüyor.

 

“İmalat PMI verisi, kriz dönemi sonrasında özellikle 2013 ortasından bu yana oldukça olumlu bir performans sergiliyor.”


Güçlü Dolar’ın, ABD imalat sektörüne zarar verebileceğine dair endişeler olsa da, mevcut durumun Amerikan mallarını Avrupa ve diğer pazarlarda daha pahalı kılmasıyla birlikte, şu ana kadar Dolar değerlemesine bağlı net bir etkinin görüldüğünü söylemek zor.

Ekonomik takvimde enflasyon, istihdam ve GDP verilerinin öneminin belirtilmesi doğrudur ve dikkatle takibi gerekmektedir. Ancak genellikle alt başlıklar olarak karşımıza çıkan bu veriler, ekonominin sağlığının kavranabilmesi açkısından oldukça kritik önem taşımakta ve merkez bankaları tarafından da dikkatle takip edilmektedirler.
GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.