Küresel piyasalarda karar alma dönemi
2016’nın ilk ayları, birçok farklı dinamiğin etkisi ile varlık fiyatları için son yılların en oynak, en sert fiyat değişimlerinin izlendiği özel bir dönem olarak geride kaldı. Tabi ki küresel piyasalar için belirsizliklerin sonra erdiğini söyleyebilmekten halen çok uzağız. Önümüzdeki haftalarda yatırımcıları, yılın geri kalanındaki trendleri belirleyebilecek kritik gelişmeler bekliyor. Dolayısı ile yılın başlarında izlediğimiz Çin merkezli bir çalkantı sürecinin ardından piyasaların bir “karar alma döneminin” arifesinde olabileceğini ifade etmek yanlış olmaz.
“Odak noktası”
2016 yılı Ocak ayı ile birlikte, odak noktasında Çin ekonomisinin hız kestiğine ilişkin endişeler olan bir karmaşa dönemi ile başladı. Panik, belirsizlik ve yön arayışı, uluslararası piyasaların şaşkına dönmesine neden olurken, para birimlerinden emtia fiyatlarına kadar, izlenen çalkantının derinliği yatırımcıların risk algısını etkiledi.
Haziran ile yılın ikinci çeyreğinin son ayına girmeye hazırlanan piyasaların odak noktası, bu gelişmelerin sonrasında yılın ikinci çeyreğinde değişmeye başladı. Çin’in büyüme ve dış ticaret verilerinin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin korkulduğu kadar kötü bir durumda olmadığını düşündürmesi, ayrıca ülke otoritelerinin aldığı önlemlerin işe yaradığı algısı, ikinci çeyrekte Çin’in, gündemin daha alt sıralarına düşmesine zemin oluşturdu. Bu paralelde piyasalar düşük petrol fiyatları, gelişen ülkelerdeki son durum, merkez bankalarının para politikaları gibi farklı başlıklara yönelebilmek için fırsat buldu.
Haziran ayını “karar alma dönemi” olarak tanımlamamızın nedenleri arasında özellikle ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikası beyanatı önemli bir yer tutuyor. Ancak bunun yanında 2 Haziran’da OPEC ile ECB’nin toplantıları ve 3 Haziran’da ABD’nin istihdam raporu, ayın hemen başında, piyasaları yönlendirebilecek başlıklar olarak dikkat çekiyor. FED’in Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından yapacağı beyanat ise 15 Haziran’da. Ayrıca FED Başkanı Janet Yellen’ın bu tarih öncesinde farklı platformlarda konuşmalar yapması bekleniyor.
“Dolar belirleyici olabilir mi?”
2008 krizinden sonra FED’in aldığı kararlar, tüm dünyada likiditeyi nispeten daha fazla etkilediği için varlık fiyatlarının yönünü de tayin etti. FOMC toplantılarından çıkan kararlar, para politikasında bir normalleşme dönemine girildiği için, uluslararası sermaye piyasalarını yönlendirmeye devam ediyor. Bunun yanında tabi ki petrol fiyatlarındaki değişimler, Çin ekonomisinden gelecek makro göstergeler, jeopolitik riskler, ya da iç piyasalarda son dönemde izlediğimiz siyasi-politik belirsizlikler, borsa ve para birimlerinde etkili olabilir. Ancak geride bıraktığımız “kriz sonrası dönem” bize şunu öğretti ki, orta ve uzun vadeli trendleri halen FED’in para politikasındaki yön belirliyor.
Bu paralelde Dolar için 15 Haziran’da tamamlanacak FOMC toplantısı ve Yellen’ın konuşma takvimi, ABD’den gelecek veriler ile birlikte oldukça kritik bir hal almış durumda diyebiliriz. Dolayısı ile diğer para birimleri, emtia fiyatları veya borsa endeksleri için de öyle…
Mayıs ayının geride kalan günleri ile birlikte Haziran’ın yoğun takvimi, önümüzdeki yaklaşık bir aylık dönemde, piyasaların 2016’nın geri kalanı için önemli kararlar almasını sağlayacak bilgiler verebilir. 15 Haziran öncesinde her FED yetkilisinin yapacağı açıklama, ABD ekonomisinin gücünü ve dolayısı ile FED’in faiz artırımına ne kadar yakın olduğunu gösterecek her makro veri, Dolar cephesinde etkili olmaya, küresel piyasaların yönünü belirlemeye devam edebilir.
“Odak noktası”
2016 yılı Ocak ayı ile birlikte, odak noktasında Çin ekonomisinin hız kestiğine ilişkin endişeler olan bir karmaşa dönemi ile başladı. Panik, belirsizlik ve yön arayışı, uluslararası piyasaların şaşkına dönmesine neden olurken, para birimlerinden emtia fiyatlarına kadar, izlenen çalkantının derinliği yatırımcıların risk algısını etkiledi.
Haziran ile yılın ikinci çeyreğinin son ayına girmeye hazırlanan piyasaların odak noktası, bu gelişmelerin sonrasında yılın ikinci çeyreğinde değişmeye başladı. Çin’in büyüme ve dış ticaret verilerinin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin korkulduğu kadar kötü bir durumda olmadığını düşündürmesi, ayrıca ülke otoritelerinin aldığı önlemlerin işe yaradığı algısı, ikinci çeyrekte Çin’in, gündemin daha alt sıralarına düşmesine zemin oluşturdu. Bu paralelde piyasalar düşük petrol fiyatları, gelişen ülkelerdeki son durum, merkez bankalarının para politikaları gibi farklı başlıklara yönelebilmek için fırsat buldu.
Haziran ayını “karar alma dönemi” olarak tanımlamamızın nedenleri arasında özellikle ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikası beyanatı önemli bir yer tutuyor. Ancak bunun yanında 2 Haziran’da OPEC ile ECB’nin toplantıları ve 3 Haziran’da ABD’nin istihdam raporu, ayın hemen başında, piyasaları yönlendirebilecek başlıklar olarak dikkat çekiyor. FED’in Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından yapacağı beyanat ise 15 Haziran’da. Ayrıca FED Başkanı Janet Yellen’ın bu tarih öncesinde farklı platformlarda konuşmalar yapması bekleniyor.
“Dolar belirleyici olabilir mi?”
2008 krizinden sonra FED’in aldığı kararlar, tüm dünyada likiditeyi nispeten daha fazla etkilediği için varlık fiyatlarının yönünü de tayin etti. FOMC toplantılarından çıkan kararlar, para politikasında bir normalleşme dönemine girildiği için, uluslararası sermaye piyasalarını yönlendirmeye devam ediyor. Bunun yanında tabi ki petrol fiyatlarındaki değişimler, Çin ekonomisinden gelecek makro göstergeler, jeopolitik riskler, ya da iç piyasalarda son dönemde izlediğimiz siyasi-politik belirsizlikler, borsa ve para birimlerinde etkili olabilir. Ancak geride bıraktığımız “kriz sonrası dönem” bize şunu öğretti ki, orta ve uzun vadeli trendleri halen FED’in para politikasındaki yön belirliyor.
Bu paralelde Dolar için 15 Haziran’da tamamlanacak FOMC toplantısı ve Yellen’ın konuşma takvimi, ABD’den gelecek veriler ile birlikte oldukça kritik bir hal almış durumda diyebiliriz. Dolayısı ile diğer para birimleri, emtia fiyatları veya borsa endeksleri için de öyle…
Mayıs ayının geride kalan günleri ile birlikte Haziran’ın yoğun takvimi, önümüzdeki yaklaşık bir aylık dönemde, piyasaların 2016’nın geri kalanı için önemli kararlar almasını sağlayacak bilgiler verebilir. 15 Haziran öncesinde her FED yetkilisinin yapacağı açıklama, ABD ekonomisinin gücünü ve dolayısı ile FED’in faiz artırımına ne kadar yakın olduğunu gösterecek her makro veri, Dolar cephesinde etkili olmaya, küresel piyasaların yönünü belirlemeye devam edebilir.