Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)
Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun

Ons Altın, ABD Başkanlık Seçiminde Geçmişten Esinlenmeyebilir

26 Ekim 2020 Kudret Ayyıldır- GCM Yatırım Araştırma & Analiz Departmanı Müdürü
Ekim ayını geride bırakmaya hazırlanırken gözler ABD Başkanlık Seçimi sonucunda olacaktır. Seçim sonucu ile birlikte fiyatlama reaksiyonunda en fazla takip edilecek finansal varlıklardan birisi olan Ons Altın ise seçim öncesinde 1880 – 1935 arasında sıkışan bir fiyatlama reaksiyonu oluşturmaktadır. Bu sıkışıklık, seçim sonucu ile birlikte yerini önemli bir hareketliliğe bırakabilir.

Altın ile alakalı yazımıza devam etmeden önce önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum. ABD Başkanlık seçimine detaylar için Araştırma Müdürü Tuğberk Çitilci’nin hazırlamış olduğu “ABD Başkanlık Yarışına Geri Sayım” raporunu inceleyebilirsiniz.

Altın dinamiklerinde seçim sonrasında nasıl bir reaksiyon izlenebilir, tıpkı 2016 yılında olduğu gibi (Kasım – Aralık döneminde) 200 dolarlık bir düşüş hareketi izlenebilir mi?

Bu tür gündem maddeleri ile birlikte herhangi bir varlık fiyatına yönelik tahmin yaparken yapılan en önemli yanlışlardan birisi, geçmiş dönemdeki makro-ekonomik koşulların günümüzdeki koşullardan farklı olduğunun dikkate alınmamasıdır. 2016 Kasım seçimi bu yanlış anlaşılmaların sebebini görebileceğimiz en sıcak örnek olarak karşımızdadır.

Aşağıda ayrıntılar halinde vereceğimiz detayların özet haline grafikten ulaşabilirsiniz.



8 Kasım 2016 tarihinde ABD Başkanlık seçimi yarışında Trump’ın Başkan olduğuna yönelik sonucun netleşmesi ile birlikte Ons Altın fiyatında önemli bir düşüş izlendi. 9 Kasım tarihinde güne 1274 seviyesinde başlayan kıymetli maden önce 1337 seviyesine kadar yükseldi daha sonra da 1267 dolar seviyesine kadar düştü. Burada ilk etapta yükselmesinin sebebi, 8 Kasımı 9 Kasıma bağlayan gece seçim sonucuna yönelik gelen haber akışları ile birlikte volatilitenin artması olarak izah edilebilir.

Trump’ın seçimi kazandığı gün Ons Altın 70 dolar,  Fed’in Aralık 2016 tarihindeki toplantısına kadar ki süreçte ise 200 dolarlık bir düşüş hareketi izlendi. Burada Dolar’daki güçlenme eğilimi Altın dinamiklerinin düşüşlerinde etkili oldu. Ancak seçim görünümü popüler olsa da makro-ekonomik gelişmeler ışığında ABD Merkez Bankasının sıkılaştırıcı para politikasında ya da halk diliyle Şahin tavrına başladığı bir dönemden geçtiği göz ardı edilmemelidir.

Hafızamızı biraz tazeleyecek olursak,

  • 2013 Mayıs tarihinde Fed Başkanı Bernanke Jackson Hole toplantısında Parasal Genişlemenin önümüzdeki dönemde azaltılarak son verileceğini açıkladı.

  • 2014 Mart tarihinde Fed’in Yeni Başkanı Yellen Parasal genişleme sonlandırma kararı için 6 aylık bir zaman vurgusunu ağzından kaçırdı.

  • 2015 Aralık tarihinde Fed 2008 – 2009 krizi sonrasında ve 2013 Mayıs tarihinde verilen sinyaller ışığında ilk faiz artışını gerçekleştirdi.


Seçim sona erdi ve piyasalar normal akışına devam etti. Seçimin ertesi ayı yani 2016 Aralık tarihinde ABD Merkez Bankası Fed kriz sonrası 2. Faiz artışını gerçekleştirdi. Seçim ile birlikte düşüşüne başlayan Altın, Fed’in faiz kararı ile birlikte 1123 seviyesini ulaştı.

Altın 1123 seviyesine ulaşması ardından Kasım – Aralık ayı düşüş hareketini unutturan bir geri dönüş kaydetti. 20 Ocak 2017 tarihinde Trump başkanlık koltuğunu Obama’dan geri aldıktan sonra Dolar temasında yaşanılan satış baskısı Altın’ın küllerinden doğmasını sağladı ve seçim sonrası düşüşlerin unutulduğu bir dönem izledik.

  • 2017 yılında Fed 3 adet faiz artışı yapmasına hatta 4,5 trilyon dolar bilançosunu azaltma kararı almasına karşın Dolar uluslararası arenada değer kaybını sürdürdü ve Altın yukarı yönlü çıkışına kaldığı yerden devam etti.

  • 2018 yılında Fed 4adet faiz artışı gerçekleştirmesine karşın Trump’ın ABD – Çin arasında başlattığı ticaret savaşları süreci ile Altın dinamiklerinde mevcut yükseliş eğilimi kaldığı yerden devam etti.

  • 2019 yılına faiz artışı beklentisi ile başlanan ancak piyasa dinamikleri sebebiyle tam ters bir görünüm sunan Fed, Haziran toplantısı ile verdiği sinyal ve ABD – İran / ABD – Çin arasındaki gerginliklerle birlikte Altın’ın 2013 Nisan itibariyle başlattığı ayı piyasasına son verilmesi sağlandı.

  • 2020 yılına geldiğimizde Koronavirüs dünya ekonomisini alt üst etti. Ülke merkez bankaları sıfıra yakın ya da negatif faiz politikası ve varlık alım programlarında ciddi artışlar kaydederek tahribatı azaltmayı amaç edindi. Para politikasına ek olarak ülkeler maliye politikaları ile süreci desteklemek için koordineli bir şekilde mücadelesine devam etti. Başlangıç aşamasında Panik Havası ile Altın tarafında ciddi düşüş izlense de panik havasının sona ermesi sonrasında Altın yükselişine kaldığı yerden devam etti.


2016 – 2020 yılları arasında yaşanılan değişim görüldüğü üzere siyah ile beyaz arasındaki fark kadar belirgin. 4 yıl aradan sonra 46. Başkanına sahip olacak ABD ise dünyada artan vaka sayısı, henüz resmiyete bağlanamayan aşı süreci, istihdam tarafında yaşanılan sorunlar ve genişleyici para – maliye politikaların gölgesinde bir seçime girecektir.

Altın fiyatı seçim sonucu ile birlikte dikkatle takip edilecek varlıkların başında olmakla birlikte 2016 yılındaki kadar şeffaf bir görünümün olmadığı unutulmamalıdır. Fed’in güvercin tavrına devam etmesi, teşvik paketinin yeni dönemde de devam etmesine yönelik beklentiler, Koronavirüs sürecine yönelik vaka artışlarının ülkelerin sert önlemler almasına mecbur bırakan tavrı, aşı ile alakalı net resmi açıklamaların olmayışı, seçim sonucunun 4 Kasım tarihinde sonuçlanmama ihtimali, çok az bir farkla seçimin Biden lehinde sonuçlanması durumunda Trump’ın bu sürece itiraz etme gibi ihtimaller yeni dönemde gündemimiz meşgul edecek gelişmelerin başında yer almaktadır. Yukarıda yer verdiğimiz tüm detaylar da Altın – Gümüş gibi kıymetli madenler, S&P500, Dax30 gibi önemli borsa endeksleri üzerinde volatilitenin artmasını sağlayacaktır. Bu sebeple özellikle seçim ile birlikte Altın düşmelidir / kesin düşecektir şeklinde bir algıya sahip olmamak önemlidir. Olası düşüşlerde de teknik beklentilerin aksine bir seyir mi izleniyor yoksa bu düşüşler yükseliş trendi için önemli bir avantaj mıdır sorusunun cevabı için aşağıda yer verdiğimiz grafiklerimizi inceleyebilirsiniz.



Orta vadeli görünümde Ons Altın fiyatını değerlendirdiğimizde, her ne kadar yükseliş trendi beklentisi devam ediyor olsa da genel görünüm olarak 1825 – 1935 seviyeleri içerisindeki alıcı – satıcı mücadelesi devam etmektedir. Bu sebeple de daha net hareketler için bu seviyelerin dışındaki kalıcı hareketler (tercihen haftalık kapanış) takip edilmelidir.

  • Ons Altın fiyatı 1825 – 1850 bölgesi üzerinde kalmayı sürdürürse orta vadeli pozitif trend beklentisi devam etmektedir. Bu düşüncesini 1920 – 1935 bölgesi üzerindeki kalıcı hareket ile teyit kazandırabilir ki bu düşünce ile 2075 – 2108 bölgesine doğru yeni bir ralli başlatabilir. İlgili bölgenin aşılması durumunda ise uzun vadeli olarak dikkat çektiğimiz 2259 seviyesine doğru yeni bir beklenti oluşturabilir.

  • Ons Altın fiyatı orta vadeli pozitif görünümüne son vermek istiyorsa, 1825 – 1850 bölgesi altında kalıcı bir reaksiyon oluşturmalıdır. Ancak bu şartla yükselişin başladığı 1670 destek noktasına doğru geri çekilme düşüncesi gündemi meşgul edebilir. 1670 öncesinde de 1755 seviyesi ara destek olarak dikkate alınabilir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise Ons Altın 1670 seviyesine kadar düşse dahi uzun vadeli olarak 1689 seviyesi üzerinde pozitif trendin devam ettiği unutulmamalıdır. Uzun vadeli baz aldığımız grafiğe de aşağıdan ulaşabilirsiniz.


GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.