Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

Piyasalarda “Çin endişesi” neden oluştu?

26 Şubat 2016 Umut Tuncer- Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı
Küresel piyasalar ABD’de mortgage ile başlayıp, Avrupa’da borçla devam eden krizlere yakalanırken, bu süreçte özellikle gelişmiş ekonomilerde düşük faiz politikasının uygulandığını gördük, görüyoruz. Sıradaki panik kaynağının nedeni ise Çin’in zayıf talebi ve petrol üretici ülkelerin yol açtığı düşük fiyat ortamı olarak karşımıza çıkıyor. Peki Çin’de büyüme, petrol talebi ve ülke para biriminin durumu, panik havasına neden olan tek faktör mü?

Çin’de büyüme hala yüksek

ABD ve Çin dünyanın iki büyük ekonomisi. Global etkileri nedeniyle birer lokomotif görevi de üstleniyorlar. Fakat iki ekonomiden birisinde aksaklık, zincirleme bir etki oluşturarak birçok sorunu beraberinde getirebiliyor. ABD iç dinamikleri sayesinde içinde bulunduğumuz dönemde görece güçlü bir görünüm sergiliyor. Çin’de ise büyüme sadece ivme kaybına uğramış durumda. Ülke hala dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birine sahip. Ancak Çin’in bağlı olduğu ekonomiler, büyüme ve enflasyon döngüsünü koruyabilmek için Çin talebine muhtaç. Birçok şirket, varlığını Çin talebine odaklamış durumdayken, doğal olarak ülkenin büyüme rakamı sorun çıkaran unsurlardan biri durumuna geliyor. Ancak mevcut koşullar içerisinde, 6,8%’lik büyümenin sorun teşkil etmesi sadece Çin bazlı görülmemeli.

1

Yukarıdaki grafikte Çin ile ticareti önemli derecede olan beş ülkenin borsalarındaki seyrin, Çin büyümesiyle uyumu görülüyor. Çin, aynı kategoride olduğu Brezilya’nın borsa endeksini 2007 – 08 krizi öncesi ve sonrasında etkilemeyi sürdürdü. Fakat ABD, Japonya ve Almanya’da endeksler ancak 2015 sonu – 2016 başından itibaren “petrol” sorununun da panik yaratmasıyla gerilemeye başladı.

Yuan’da değer kaybı…

2

Yuan’da kayıplar piyasaların kısa vadeli göstergelerinden biri haline geldi. Petrol ve Yuan, kayıp yaşadığı takdirde gün boyu borsa endeksleriyle birlikte etkinliğini artıran varlıklar haline gelirken, aslında değer kaybı sıralamasında Yuan’ın birçok major para birimine oranla güçlü seyrettiği görülüyor.

Yukarıdaki grafikte Dolar – Yuan paritesi mavi ile belirtiliyor. Mart 0211’den başlayan karşılaştırmada  mor renk Sterlin, yeşil Euro ve sarı Yen. Majör para birimlerine kıyasla, Yuan’ın Dolar karşısında çok daha etkili bir görünüm sergilediğini görebiliriz.

Çin petrol talebi geriliyor…

Çin’de petrol talebi gerilemiyor. Sadece büyümedeki gibi, talepte de ivme kaybı yaşanıyor.

3

Yukarıdaki grafikte Çin petrol tüketimi görülebilir. 70’li yıllarında sonunda görülen talep kaybı haricinde, ilgili dönemden bu yana düşüş söz konusu olmadı.

4

ABD’de ise 2008 krizi sonrası petrol tüketimi 20 milyon varil altına geriledi. Şu anda tüketim miktarı neredeyse 70’lerin sonunda küresel olarak görülen talep kaybına benzer şartlara ulaştı.

Çin ve petrol başlıkları şüphesiz bir şekilde birbirinden bağımsız düşünülmemesi gereken sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Düşük petrol fiyatı konusundaki en büyük çözüm, üretim kanalları. Talep tarafında ise kritik gösterge Çin. Kısa vadede panik havası oluşturma etkisine sahip bu iki başlıkta (Çin ve petrol), Çin’in sorunu tek başına oluşturmadığını görmekte fayda var. Fakat, Çin’de ivme kaybı yaşayan büyüme ve iç dinamiklere bağlı diğer birçok sorun için, para politikasının yanı sıra maliye alanında gerçekleştirilecek reformlara da ihtiyaç olduğu yeni bir haber değil. Önümüzdeki süreçte, piyasanın beklediği büyümenin eski haline dönmesi olacak ise, özellikle Çin kaynaklı iyimser bir tablo görmemiz zor görünüyor.
GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.