Yeni Zelanda Dolarını Neler Bekliyor?
Yeni Zelanda ekonomisi ve ülke para birimi, gerek ülke bazında, gerekse küresel piyasalarla ilgili gelişmeler nedeniyle özellikle son haftalarda kritik bir süreç geçiriyor. Yeni Zelanda Doları, 30 Nisan’da gerçekleşen Merkez Bankası (RBNZ) beyanatı öncesi ve sonrası olmak üzere iki aşamaya ayrılmış durumda görünüyor. İncelememizde, bu tabloya neden olan faktörler ile önümüzdeki süreçte devam edecek yoğun gelişmelerin, ülke para birimini ve NZDUSD paritesini ne ölçüde etkileyebileceği üzerinde duracağız.
30 Nisan’da başlayan hareketlilikten itibaren, Yeni Zelanda Doları ve NZDUSD paritesinin son durumuna gelişinde etkili olan faktörleri maddelersek;
1- Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın (RBNZ) 30 Nisan tarihinde gerçekleşen beyanatı, ülke para biriminin Dolar karşısında Ocak ayından bu yana en güçlü seviyelerinden gerilemesine neden oldu. Banka, faiz oranlarında değişiklik gerçekleştirmese de, ileriye dönük faiz artırım beklentilerini silerek, zayıf talep nedeniyle faiz indirimleri gerçekleşebileceği mesajını verdi.
2- Çin’de teşvik politikası bu kez Pasifik para birimlerine yaramadı. Çin’de geride bıraktığımız hafta boyunca yoğunlaşan zayıf veriler, hafta sonu açıklanan enflasyon rakamlarıyla tablonun daha da karamsarlaşmasına neden oldu. Enflasyon oranının beklenen toparlanmanın kolay kolay gerçekleşmeyeceğini piyasalara tekrar hatırlatması, Çin talebine sıkı sıkıya bağlı Yeni Zelanda ve Avustralya para birimlerinin haftaya kayıpla başlamasında etkili oldu. Çin Merkez Bankası’nın, büyüme ve istihdamı destekleme amacıyla faiz oranlarında indirime gitmesi bile, Yeni Zelanda Doları’ndaki düşüşü frenleyemedi. Bunun nedeninin, ilk iki maddede açıkladığımız şekilde, RBNZ’nin faiz indirim beklentileri ve Çin’de toparlanmanın kolay olmayacağı şeklindeki düşünceler olduğunu ifade edebiliriz.
3- FED politikalarında soru işaretlerinin oluşturduğu hareketlilik. 8 Mayıs’ta açıklanan ABD tarım dışı istihdam rakamı, Nisan ayında özel sektöre 223bin katılım sağlandığını gösterdi. Fakat önceki rakamın 84bine düşürülmesi, Dolar’da değer kayıplarına yol açan faktör olarak karşımıza çıktı. Kısa vadeli tepkilerden sıyrılıp, büyük resme baktığımızda ise, bazı FED üyelerinin de ifade ettiği şekilde, ülke ekonomisinin geçici faktörlerden olan kış etkisinden kurtulabileceği sinyali verilmiş oldu. Bu bağlamda, piyasada, dolayısıyla Yeni Zelanda Doları’nın da değerlemelerinde, ABD verilerinin etkisini artırarak sürdürmesi beklenebilir.
4- Yeni Zelanda çiftlik ürünleri fiyatlarının 4 aydır gerilemesi para birimini olumsuz etkiliyor. Çin talebindeki zayıflamaya bağlı olarak ortaya çıkan bu faktörler birlikte, ülkenin en önemli gelir kalemlerinden biri olan çiftlik ürünü fiyatlarının son 4 ayda ortalama 6,5%’in de üzerinde bir gerileme gerçekleştirdiği görülüyor. Ülke ekonomisinde zayıflık oluşturabilecek faktör, doğal olarak para birimi üzerindeki baskının sürmesine, hatta RBNZ’nin para politikalarının şekillenmesinde bile etkili olabiliyor.
1- Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın para politikası beyanatı sonrası en önemli gelişmelerden biri, yine Banka’nın hazırlamış olduğu Finansal İstikrar Raporu olacak. Sonrasında ise Başkan Wheeler’ın yapacağı konuşma, para politikasına yönelik beklentilerin netlik kazanmasında etkili olabilir.
2- Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran ülkelerden biri olan Çin’de, büyüme faktörünü etkileyebilecek önemli verilerden olan sanayi üretimi rakamları takip edilecek. Ülkeden gelebilecek rakamlar, kısa vadeli olarak bölge para birimlerini etkileyebileceği gibi, Çin otoritelerinin politikalarına yönelik beklentilerin şekillenmesinde etkili olabilir.
3- ABD’de olumsuz şartların geçici nedenlere bağlı olup olmadığına ilişkin soru işaretlerinin azalmasına katkı sağlayabilecek kalemlerden biri, Çarşamba günü açıklanacak olan perakende satış rakamları olacak. Bu göstergelerde oluşabilecek güçlü bir görünüm, NZDUSD paritesindeki baskıyı artırabilecekken, sorunun mevsim şartlarında değil, ABD ekonomisinde olduğuna ilişkin sorular oluşturabilecek zayıf veriler, yükseliş baskısını destekleyebilir.
4- Perşembe gününün ilk saatlerinde ise bu kez Yeni Zelanda ekonomisindeki perakende satış rakamları açıklanacak. Yılın ilk çeyreğine ilişkin rakamların açıklanacağı saatte, sonuçlar RBNZ’nin talep faktörü hakkında bilgi alabileceği bir kalem olduğu için piyasa tarafından da dikkatle takip edilecektir.
5- ABD’de tarım dışı istihdam rakamı sonrasında, her hafta açıklanan istihdam rakamları yine yakından takip edilecek. Son 2 haftada olumlu bir performans sergileyerek son 15 yılın en düşük rakamlarına ulaşan veride, beklenti önceki rakamın sınırlı da olsa artması yönünde. İstihdam başlıkları, FED’in kritik yönergeleri arasında bulunması nedeniyle dikkatle izlenmelidir.
6- Haftanın son iş gününde ise Michigan Üniversitesi tarafından hazırlanan Tüketici Hassasiyeti rakamı izlenecek. Beklenti endeksin önceki döneme göre yükseliş gerçekleştirmesi yönünde. Özellikle önceki maddelerde ABD tarafında açıklanacak rakamların genel bir yönü göstermesi durumunda, endeksin bu tutumu desteklemesi fiyatlamaların daha net gelişmesine katkı sağlayabilir.
30 Nisan’da başlayan hareketlilikten itibaren, Yeni Zelanda Doları ve NZDUSD paritesinin son durumuna gelişinde etkili olan faktörleri maddelersek;
1- Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın (RBNZ) 30 Nisan tarihinde gerçekleşen beyanatı, ülke para biriminin Dolar karşısında Ocak ayından bu yana en güçlü seviyelerinden gerilemesine neden oldu. Banka, faiz oranlarında değişiklik gerçekleştirmese de, ileriye dönük faiz artırım beklentilerini silerek, zayıf talep nedeniyle faiz indirimleri gerçekleşebileceği mesajını verdi.
2- Çin’de teşvik politikası bu kez Pasifik para birimlerine yaramadı. Çin’de geride bıraktığımız hafta boyunca yoğunlaşan zayıf veriler, hafta sonu açıklanan enflasyon rakamlarıyla tablonun daha da karamsarlaşmasına neden oldu. Enflasyon oranının beklenen toparlanmanın kolay kolay gerçekleşmeyeceğini piyasalara tekrar hatırlatması, Çin talebine sıkı sıkıya bağlı Yeni Zelanda ve Avustralya para birimlerinin haftaya kayıpla başlamasında etkili oldu. Çin Merkez Bankası’nın, büyüme ve istihdamı destekleme amacıyla faiz oranlarında indirime gitmesi bile, Yeni Zelanda Doları’ndaki düşüşü frenleyemedi. Bunun nedeninin, ilk iki maddede açıkladığımız şekilde, RBNZ’nin faiz indirim beklentileri ve Çin’de toparlanmanın kolay olmayacağı şeklindeki düşünceler olduğunu ifade edebiliriz.
3- FED politikalarında soru işaretlerinin oluşturduğu hareketlilik. 8 Mayıs’ta açıklanan ABD tarım dışı istihdam rakamı, Nisan ayında özel sektöre 223bin katılım sağlandığını gösterdi. Fakat önceki rakamın 84bine düşürülmesi, Dolar’da değer kayıplarına yol açan faktör olarak karşımıza çıktı. Kısa vadeli tepkilerden sıyrılıp, büyük resme baktığımızda ise, bazı FED üyelerinin de ifade ettiği şekilde, ülke ekonomisinin geçici faktörlerden olan kış etkisinden kurtulabileceği sinyali verilmiş oldu. Bu bağlamda, piyasada, dolayısıyla Yeni Zelanda Doları’nın da değerlemelerinde, ABD verilerinin etkisini artırarak sürdürmesi beklenebilir.
4- Yeni Zelanda çiftlik ürünleri fiyatlarının 4 aydır gerilemesi para birimini olumsuz etkiliyor. Çin talebindeki zayıflamaya bağlı olarak ortaya çıkan bu faktörler birlikte, ülkenin en önemli gelir kalemlerinden biri olan çiftlik ürünü fiyatlarının son 4 ayda ortalama 6,5%’in de üzerinde bir gerileme gerçekleştirdiği görülüyor. Ülke ekonomisinde zayıflık oluşturabilecek faktör, doğal olarak para birimi üzerindeki baskının sürmesine, hatta RBNZ’nin para politikalarının şekillenmesinde bile etkili olabiliyor.
“Yeni Zelanda’da ihracat fiyatlarının düşüşü, Çin’in zayıf talebini yansıtırken, aynı zamanda dış gelişmelere karşı kırılganlığı göstererek ülke para biriminde baskıya yol açıyor.”
Yeni Zelanda Doları ve NZDUSD paritesi üzerinde etkili olan başlıklardan sonra, içinde bulunduğumuz hafta ortasından itibaren yoğunlaşacak veri akışı içerisinde, ülke para birimi ve pariteyi hangi faktörlerin etkileyebileceği üzerinde duralım;
1- Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın para politikası beyanatı sonrası en önemli gelişmelerden biri, yine Banka’nın hazırlamış olduğu Finansal İstikrar Raporu olacak. Sonrasında ise Başkan Wheeler’ın yapacağı konuşma, para politikasına yönelik beklentilerin netlik kazanmasında etkili olabilir.
2- Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran ülkelerden biri olan Çin’de, büyüme faktörünü etkileyebilecek önemli verilerden olan sanayi üretimi rakamları takip edilecek. Ülkeden gelebilecek rakamlar, kısa vadeli olarak bölge para birimlerini etkileyebileceği gibi, Çin otoritelerinin politikalarına yönelik beklentilerin şekillenmesinde etkili olabilir.
3- ABD’de olumsuz şartların geçici nedenlere bağlı olup olmadığına ilişkin soru işaretlerinin azalmasına katkı sağlayabilecek kalemlerden biri, Çarşamba günü açıklanacak olan perakende satış rakamları olacak. Bu göstergelerde oluşabilecek güçlü bir görünüm, NZDUSD paritesindeki baskıyı artırabilecekken, sorunun mevsim şartlarında değil, ABD ekonomisinde olduğuna ilişkin sorular oluşturabilecek zayıf veriler, yükseliş baskısını destekleyebilir.
4- Perşembe gününün ilk saatlerinde ise bu kez Yeni Zelanda ekonomisindeki perakende satış rakamları açıklanacak. Yılın ilk çeyreğine ilişkin rakamların açıklanacağı saatte, sonuçlar RBNZ’nin talep faktörü hakkında bilgi alabileceği bir kalem olduğu için piyasa tarafından da dikkatle takip edilecektir.
5- ABD’de tarım dışı istihdam rakamı sonrasında, her hafta açıklanan istihdam rakamları yine yakından takip edilecek. Son 2 haftada olumlu bir performans sergileyerek son 15 yılın en düşük rakamlarına ulaşan veride, beklenti önceki rakamın sınırlı da olsa artması yönünde. İstihdam başlıkları, FED’in kritik yönergeleri arasında bulunması nedeniyle dikkatle izlenmelidir.
6- Haftanın son iş gününde ise Michigan Üniversitesi tarafından hazırlanan Tüketici Hassasiyeti rakamı izlenecek. Beklenti endeksin önceki döneme göre yükseliş gerçekleştirmesi yönünde. Özellikle önceki maddelerde ABD tarafında açıklanacak rakamların genel bir yönü göstermesi durumunda, endeksin bu tutumu desteklemesi fiyatlamaların daha net gelişmesine katkı sağlayabilir.